Marmaris, batısında Reşadiye Yarımadası ve Kerme Körfezi, kuzeyinde Ula, doğusunda Balan Dağı, Karadağ ve Günlük Tepeleriile güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Körfezin önünde kıyıya ince bir dille bağlı olan Adaköy, onun önünde Bedir Adası, Keçi Adasıve Güvercin Adası bulunur. Kentin en eski kısmı denize doğru uzanmış bir tepe üzerine kurulu olan Kale mahallesidir. Marmaris daha sonra eteklere doğru ve kıyı boyunda gelişmiştir. Hava ulaşımının yapıldığı Dalaman Havaalanı sadece bir saat uzaklıktadır. Rodos ise sadece 45 dakika uzaklıktadır. Akdeniz ikliminin hakim olduğu ilçede yazlar oldukça sıcak ve kurak, kış ayları ise nispeten ılık ve bol yağışlı geçer. Dağların orografik konumu itibari ile Marmaris, Türkiye'nin Rize'den sonra en bol yağış alan bölgelerindendir ve yıllık yağış miktarı 1200 mm üzerindedir. Kış aylarında şiddetli yağışlar yüzünden ilçede zaman zaman su baskınları ve sel görülebilir. Kışın cephe sistemlerinin geçişleri esnasında oldukça sık oraj (şimşek-gökgürültüsü) görülür. Mayıs - Eylül arası dönem pek yağış görülmez ve oldukça kurak geçer. Denizin ılıman etkisinden ötürü kış aylarında çok nadiren don görülür. Kar yağışı ise yüksek dağ yamaçlarında görülmekle beraber, kıyı kesimlere çok nadiren düşer. Marmaris'in tarihi MÖ 12000'lere kadar gider. 2007 yılında Bedir Adasındaki Nimara Mağarasında yapılan kazı çalışmaları sonucu bulunan materyaller bunu teyit etmektedir.17 Eylül 2007'de Marmaris Müzesi'ndeki basın toplantısı}... Bölgeye Karia adı Kar'ın ülkesi anlamıda sonradan verilmiştir.Ege ve Akdeniz'in kıyılarının bereketi, bölgeyi devamlı çekici kılmıştır. Şehir Rodos ve Ege adalarına açılan en önemli köprüdür. Böylece Marmaris zaman içinde pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü bir yer haline gelmiştir. Bölgede yapılacak gezilerde Karia, Rodos ve ada uygarlıkları, Mısır, Asur, İon, Pers, Makedon, Suriye, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin izlerini görmek mümkündür. Fiskos kentin ilk adıdır. Bugün Asartepe denilen mevkide kalıntıları görülebilir.
Marmaris ilçe sınırları içinde yer alan antik kentler ise şöyle sıralanabilir: Physkos (Beldibi, Asartepe), Amos (Hisarönü, Turunç), Bybassos (Hisarönü), Kastabos (Hisarönü), Syrna(Bayırköy), Larymna (Bozburun), Thyssanos (Söğütköy), Phoenix (Taşlıca), Loryma (Bozukkale) Kasara (Serçe Limanı), Kedrai (Sedir Adası), Euthena ve Amnistos(Karacasöğüt). Physkos dahil tüm kentler, küçük Karya kentleri. Ama diğerlerinin neredeyse tamamından bugüne ulaşan kalıntılar kale ve sur parçalarından öteye geçmiyor. Fiskos yörede ilk Karya liman kenti ve diğer yerleşim birimlerinin merkeziymiş. Fiskos Karya dilinde "Doğakenti" demektir. Bu isme neden de doğanın bütün unsurlarını ve güzelliklerini bünyesinde bulundurmasıdır. MÖ 3400 yıllarına kadar uzandığına dair izler biliniyor. Antik Karya bölgesinin bu önemli liman kentinin, kalıntıları Marmaris şehir merkezinin kuzeyindeki Asartepe'de görülüyor. Ancak akropol üzerinde sur duvarları günümüze ulaşabildi. Tüm Karya yerleşimleri gibi sarp dağ tepelerinde ve yamaçlarında kurulmuştur. Yerleştiği alan Beldibi ile Camiavlu arasındaki tepeler ile vadi ve yamaçlardır. Tarihçilerin babası Bodrum´lu Herodot ve ünlü coğrafyacı Amasya´lı Strabo, Fiskos´tan antik dönemde, Efes ve Mylasa´nın Doğu Akdenize açılan limanı olarak bahsederler. Tarih boyunca Güneybatı Anadolu da varolan egemenliklerin, Akdeniz'e özellikle Doğu Akdeniz'e açılan tek ve önemli limanı olmuştur. Mylasa, Alabanda, Truva, Bergama, Efesve Miletus gibi önemli antik başkentlerini Fiskos´a bağlayan karayolu ağının eskiden beri var olması, limanın denizler aşırı ilişkilerde, özellikle "ülkelerin anası" Mısır´la, önemini yineleyerek vurgular. Önceleri her türlü ticaretle (Köle, mermer, kereste ve şarap) başlayan Mısır ilişkileri sonraları askeri ve uygarlık olarak genişler. Ünlü Kadeş savaşına Hititlerin saftında katılan Karyalı paralı askerlerin nakli gemilerle Fiskos limanından olmuştur. Daha sonraki savaşlara Mısır´lıların saftında katılmışlardır. Bu paralı askerlerin bir kısmı Nil Deltasına kendi şehirlerini (4 adet) kurarak yerleşmişlerdir. Nitekim ilk karyaca yazıtlar burada bulunmuştur. Mısır´dan Güneybatı Anadolu´ya ve Adalara ilk defa normal insan boyunda heykel yapabilme sanatı Fiskos´tan girmiştir. Fiskos´un kendi adına parası olması da önemli bir merkez olduğunun başka bir kanıtıdır. Fiskosun çok değerli madeni bir parası, İngiltere´de koleksiyoncu Mr. Borell´in elinde bulunduğu 1828 yılında tespit edilmiştir.. Bu para oldukça geniş, kalın ve olağanüstü uzunluktadır ki yüzeyinde dallanmış boynuzları canlandıran bir kabartma ile 18 karya harfleriyle tek satırda "Phi Upsilon sigma $ Y 2" yazısı vardır. Büyük İskender´in ölümü sonrasında oluşan Mısır-Rodos İmparatorluğuna bağlanan Fiskos, bu dönemde önemini bir ticari liman olarak daha da arttırmıştır. Ve bu konumunu daha sonraki Roma ve Bizans dönemlerine de taşıyabilmiştir. İngiliz Kralı VIII. Henry, bir belgede 1513 yılında Fiskos´tan bahsetmesi de enteresan. Ayrıca Boston Museum müzesinde Marmaris´te ( Eski Physkos) bulunduğu belirtilerek sergilenen, sonra Roma İmparatoru olan, genç Tiberius´un (Bust of Tiberius) mermerden bir büstü vardır. Aşağıda büstün müzedeki İngilizce tanıtımı ve müzeye kadar olan yol haritası. "Provenance/Ownership HisBoston 1971.393, history: Said to have been found at Marmaris (ancient Physkos) on the southern coast of Caria; by date unknown: with K. J. Hewett, Esq., London (purchased from an English estate); by 1971: purchased by Robert E. Hecht, Jr. from K. J. Hewett; purchased by MFA from Robert E. Hecht, Jr., November 10, 1971" Milattan önce 4. yüzyıldan kalma sayısız heykelcikler, heykelblokları ve tabletler özellikle Eyiliktaşı civarında bulunmuştur. Arkeolog George Bean´e göre ezelinden beri çeşitli uygarlıklar boyunca hep önemli bir liman kenti olan Fiskos´tan günümüze kalan şehir kalıntıların azlığının izahı, bunların toprak altında gömülü oldukları değildir. Aksine kentin parça parça gemilere yüklenip başka kent projelerinde kullanılmak üzere nakledildiği olasılığıdır. Çünkü kentin kurulduğu tepe ve yamaçlar günümüzde hâlâ ortadadır ve toprak altında olan Fiskos´un ünlü limanı ve denizidir. Loryma (Bozukkale)Bozburun yarımadasının güneybatı ucundaki Bozuk Koyu'nda kurulmuştu. Koya hakim oldukça geniş alana dağılmış kalıntılardan günümüze ulaşan en etkileyici yapı Burunbaşı üzerinde bulunan iyi korunmuş kaledir. Dokuz dikdörtgen kulesi vardı. Bugün kuzeydeki çıkma kule görülebilmektedir. Bozukkale limanı Mavi Yolculuk tekneleri ve yatların önemli bir durak noktası. KedraiGökova Körfezi'ndeki Sedir Adası antik Kedrai kenti ve ünlü Kleopatra Plajı ile tanınıyor. Kedrai bir Karia kentiydi, sonra Rodos'a bağlandı. Kedrai “sedirler” (sedir ağacı) anlamına geliyor. Rodos Karşıyakası'nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Kedrai, surlarla kuşatılmıştı. Kule ve duvarları kıyıda izlenebilen kentin orta kesiminde Dor düzenindeki Apollon tapınağından bugüne ancak temelleri ulaşabilmiş. Agora, çeşitli yapı kalıntıları ve kent nekropolünün yanı sıra adanın doğu kesiminde ise yüzü kuzeye bakan ve oldukça iyi durumda tiyatrosu var. Hydas (Selimiye)Bozburun Yarımadası'nın kuzeyindeki Selimiye koyunda (Kamışlı Koy) kurulmuştur. Kentte sur kalıntıları, kare planlı bir mezar anıtı yer alıyor. Hydas'a 3 km uzaklıkta, sahilde bir gözetleme burcu ve bu burç üzerinde birkaç mezar var. Erine (Hisarönü)Marmaris-Datça yolunun 20. km'sinde güneye Bozburun yönüne dönüldüğünde Hisarönü köyüne 2 km. Antik ören yerine buradan 3 km yol ile gidilir. Erine'de, Roma dönemine ait kalıntılar bulunmaktadır. Castabus (Pazarlık)Bu antik ören yerine ve Hisarlık Köyü yakınlarındaki kutsal yere Hisarönü ovasından bir saatlik tırmanışla ulaşılabilir. Tapınak bir platformun üzerinde yer alır. İ.Ö 4. yüzyıldankalma Ion düzenindeki yapı ayrıca Dor öğeleri de taşımaktadır. Platform üzerinde tapınak temeli görülebilir. Platformu destekleyen göz alıcı duvarlar günümüze kadar varlığını sürdürebilmişlerdir. Güneydeki alanda yer alan yıkık tiyatro, tapınakla birlikte bölgede tanımlanabilen tek yapıdır. Thyssanos (Söğüt)Söğüt köyünün 1 km güneybatısında, okulun biraz arkasındaki tepecik üzerinde Thyssanos yerleşimi kalıntıları vardır. Kazı yapılmamış antik yerleşimde kalıntılar birkaç duvar parçasından, temel izlerinden ve duvar kalıntılarından ibaret. Phoenix, Fenix, Feniks, Fenike "Fineket = Taşlıca"Bir Karya kenti olan Phoenix'in kalıntıları Taşlıca'nın 4 km dışında, Köy ile antik yerleşim arasında, muhtemelen antik döneme ait patika yolda önce mezarlarla karşılaşılır.Taşlıca ile Asar tepenin aşağı yukarı ortalarında, çukurda kentin agorası, tepeye çıkarken oldukça iyi durumdaki bir yapı kalıntısı ve ardından kentin ana nekropolisi (mezarlar) görülür. Kentin akropolisi Asartepe'dedir. BybassosBugünkü Orhaniye köyü kalıntıların bulunduğu tepenin yamacına kurulmuştur. Kentin sur kalıntıları orman içinde dağınık bir arazide görülebiliyor. Euthenna (Altınsivrisi/Karacasöğüt) Rodos kentciği. Bugüne ulaşan kalıntılar Karacasöğüt köyünün yaklaşık 2 km güneydoğusunda Altınsivrisi tepesinde kent nekropolisi, biraz yukarılarda çeşitli sur kalıntıları, kaya mezarları ve sarnıçlarla karşılaşılacaktır. Amnistos (Karacasöğüt)Karacasöğüt yakınlarında bir başka antik kent daha var. Amnistos antik kenti kalıntıları köyün yakınındaki bir burun üzerinde. Kentten bugüne sur kalıntıları, deniz kıyısında eski liman duvarı ulaşmış. Marmaris´in isim kökeni Şehir şimdi bulunduğu tepede ilk yerleşenleri olan Türkmen´ler tarafından, Bizans döneminde, Mermer-şehri ismiyle kurulmuştur. Menteşeoğulları egemenliği döneminde altın çağını, uluslararası mermer ticareti sayesinde yaşayan bu liman kenti Mermeris adını almıştır. Doğal felaketlerden, yağma ve talandan nasibi alarak yok olan, Fiskos´un eski çağlardaki rolünü Rodos´un fethine yani 1522 yılına kadar üstlenmiştir. "Mermeris ismi, Yunancaya Marmaras, İtalyancaya (Latinceye) Marmarice/Marmaris, İngilizceye Marmorice olarak, ilgi güncelliklerine göre çevrilmiştir. Marmaris ismi, I. Dünya Savaşından sonraki İtalyan işgalinde yoğun olarak kullanılmış ve sonrasında Cumhuriyet dönemiyle birlikte resmiyet kazanmıştır. Bodrum´lu Herodot ve ünlü coğrafyacı Amasya´lı Strabo, Fiskos´tan antik dönemde, Efes ve Mylasa´nın Doğu Akdeniz'e açılan limanı olarak bahsederler. Her ikisinin yaşadıkları dönemlerde Marmaris´in yerleştiği tepe, ya denizin altında ya da bir adacık olsa gerek. Herodot´un Marmarisos ismi ile Marmaris´i kastetmesi olanaksız. Bir rivayete göre de Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı halen de Marmaris'de bulunan kaleyi Kanuni Sultan Süleyman'ın beğenmediği ve kalenin mimarını astırdığı için Marmaris isminin "Mimarı as"'dan geldiği söylense de bu inandırıcılıktan uzaktır. |